29 Nisan 2011 Cuma

Şifa Çeşmeleri


 İlmin olanca gücüyle kâinatları keşfe koyulduğu günümüzde, her yeni gün gözlerimin önünde bir perdenin daha sıyrıldığını ve pırıl pırıl bakir bir hakikatin önümüze serildiğini görüyor ' 'Daha var mı?" diyerek şaha kalkıyoruz. Kimbilir belki de çok yakın bir gelecekte, ilimlerin gökkuşağı aydınlığı ve renkliliğiyle gözünü açmadığı insan kalmayacaktır!..
Türkiye'de bugün 500'ün üzerinde sıcak su kaynağı vardır. Bunların bir kısmının kimyevî tahlili yapılmıştır. Alınan neticelere göre de çeşitli hastalıkların tedavilerinde kullanılmaktadırlar. Yüzbinlerce insan müsait mevsimlerde bu içmelere, bilhassa kaplıcalara akın etmektedir. Bu kaplıcaların bazıları bir çok tıbbî fizik tedavi aletleriyle teçhiz edilmiştir.
Şifalı sularla yapılan tedaviye "balneoterapi", tıpta bununla uğraşan ilme "hidroloji" denir.
Yer yüzünde çıkan sular âdi sular ve şifalı sular olmak üzere iki grupta incelenebilir. Adî sular yağmurla yeryüzüne iner, toprak tarafından emilir, su geçirmeyen bir yer tabakasının üzerinde birikirler. Sonra yol bulup çıkarlarken beraberinde toprak tabakalarındaki mineralleri de sürükleyip getirirler. Bunların miktarı ve muhteviyatı mevsimlere göre değişir.
Şifalı sular ise yeryüzüne ilk defa çıkan, içindeki maddeleri iyon halinde bulunduran sulardır. Bunlar depremlerle meydana gelen kırıklardan yol bularak derin tabakalardan gelirler ve umumiyetle sıcak sulardır. Yolları uzarsa soğuk olarak yeryüzüne ulaşırlar. Radyoaktif hususiyet de taşıyan bu sular, mevsimlere göre miktar ve muhteviyatları değişmez. Değişiyorsa atmosfer suyu ile karışıyor demektir. Tıbbî istifade için bunun incelenmesi gerekir.
Şifalı sular yeryüzüne çıktıktan sonra dört gün içinde iyonize durumlarını ve radyoaktivitelerini kaybedip âdi atmosfer suyu haline gelirler. Bunlarda taşıma, madenî borularla olmalı, banyo malzemeleri de madenî olmalıdır. Şişelere doldurup satılmamalıdırlar.
Kaplıcalarda bu suların insan vücuduna tesirleri şöyle olmaktadır: Su ile insan bedeni arasındaki suyun elektrisitesi denilen elektrikî bir potansiyel farkı meydana gelir. Bunun neticesinde iyonlar çok rahatlıkla insan vücuduna girerler. Bu sular içildiğinde de sindirim sisteminden çok çabuk ve rahat emilirler. Neticede organizmada bozulmuş metabolik fonksiyonları düzenler, asit-baz oxido-reduksiyon ve su metabolizmasında rol alan enzimleri aktive ederler. Kolesterol gibi maddeler bu sularda eriyip atılabilir. İnsan vücudundaki zehirler tesirsiz hale gelebilir. Organizma allerjisinin olduğu bazı maddelere karşı duyarsız hale gelebilir. Otonom sinir sistemi ve iç salgı bezlerinin düzenli çalışması bu sular tarafından sağlanabilir, aynı zamanda bazal metabolizma, tansiyon, yedek alkali ve idrar asitliği üzerine normalleştirici tesire sahiptirler. Ayrıca hücrelerin çoğalmasını ve büyümesini de artırırlar. Meselâ; Gönen Kaplıcaları civarındaki seralarda verim daha fazladır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder